Farkedilmemiş bir konu: Bilişim

Hafta sonu yine TBD toplantısındaydık. TBD yani Türkiye Bilişim Derneği, adında bilişim geçmesine rağmen bünyesinde çeşitli sektörden başarılı insanlar barındıran fakat belki bütçe belkide Türkiye’de bilişim personeline olan inancın az olması sebebi ile çok ön planda olmayan bir dernek. Antalya şubesinin hemen hemen %80’i turizmin içinden olan kişilerden. Dolayısı ile toplantılarda ön planda hep turizm konusu oluyor. Hepsi kendi branşında kendini geliştirmiş ve işlerini iyi yapan insanlar.  Okumaya devam et Farkedilmemiş bir konu: Bilişim

Kulaktan kulağa sosyal medya

Marketing ile uğraşanların sevdiği bir kelime vardır. WOMM, “World of Mouth Marketing”. Türkçesi ağızdan ağıza pazarlama veya kulaktan kulağa pazarlama olarak çevrilebilir. Kısacası, çevremizdekilerin tavsiyesi ile veya kullandığı ürünler üzerine kurguladığımız satın alma davranışlarımız ve bu davranışlar sonucu ortaya çıkan pazarlama fonksiyonları. Hani o en son model cep telefonu kullanıyor ve bizde aynısından istiyoruz ya, işte buna WOMM diyoruz.  Okumaya devam et Kulaktan kulağa sosyal medya

Birleşik Hesaplar!

Sosyal medya dediğimizde aklımıza ilk olarak bir kaç tane marka geliyor. Tüm dünyada ilk sırada Facebook yer alıyor, Türkiye’de Mayıs ayında 21 Milyon kez ziyaret edilmiş. Sayfa gösterim oranına baktığımızda Google’ı geçmiş ve ilk sıraya 6.940.783.719’luk bir rakamla yerleşmiş. Twitter ziyaret sayısı konusunda 8 milyonla 8. sırada, sayfa gösterimi bakımından ise 334.8864.218’lik bir rakamla 12. sırada. Youtube ise 14 milyon ziyaret ile 3. sırada. Bu rakamlar oldukça etkileyici, sadece Türkiye rakamlarına bile bakarak sosyal medyanın ne kadar önemli olduğunu anlayabiliriz.  Okumaya devam et Birleşik Hesaplar!

Bilgisayarcı çocuk

90’lı senelerin sonu. Acenteciliğin artık teknoloji ile tanıştığı, acentelerin web sayfası nedir öğrendiği yıllar. Fuarlar için kapı kapı matbaa dolaşılıyor , en uygun fiyat aranıyor, baskı telaşı derken fuara 1 gün kala işler yetiştirilmeye çalışılıyor. Bazıları da yetişemiyor…

Acentelerde çalıştığım yıllarda, bilgi işlem personeli olarak bu paniği ve telaşı çok net bir şekilde yaşayanlardan biriyim. Genelde yetişmeyen işler bizim başımıza kalır, yaptığımız çalışmanın onayını alabilmek için günlerce neden beklediğimiz konusuna da bir anlam veremezdik. Ucuz ama kaliteli bir iş olsun mantığı ile hareket eden yöneticiler sebebi ile de çok canımız yanmıştır. Kaldı ki, baskı maliyetlerinin çok yüksek olduğu katalog işlemlerinde, hızlı ve panikle yazılan yazılarda yapılan en ufak bir yanlışlık, ufak bir işletmenin yıllık kazancı kadar maliyeti olan katalogların çöpe gitmesine bile sebep olabiliyordu.
2000’li yıllara girildiğinde ise, fuar için katalog telaşına düşen acenteler artık en iyi web sayfasını yaptırma telaşına da düşmüş, personel için yük 2 katına çıkmıştı. Fuarlardan önce yüzüne bile bakılmayan sayfalar, fuarlara 1-2 gün kala panikle revize edilmeye çalışılıyor, fazla mesailer koşturmacalar derken olan yine bilgi işlem personeline oluyordu. Artık hem katalogla, hem web sayfası ile hem de işletme içerisindeki teknoloji yönetimi ile uğraşmak zorundalardı. Zaten adı çıkmıştı bir kere bilgisayarcı çocuğa.
2000’li yıllardı bilgisayarcı çocukların doğuşu. O zamanlar sertifika veren kurslarında para kazandığı yıllardı. Sertifikasını alan bilgisayarcı çocuk oluyor, asgari ücret bile olsa bilgisayar sökebileceği herhangi bir yerde çalışmak istiyordu.
Yıllar geçti, sektörde kendini geliştiren personel artık müdür mertebesine erişti. Bilgi işlem müdürü, koordinatörü, şefi derken bir çok ünvana sahip oldu. Sektörün teknolojiye doğru kayması sebebi ile önemleri arttı, fakat kendilerini göstermelerine de pek izin verilmedi. Diğer departman müdürleri hep kıskandı onları. Bütün gün bilgisayar başındalar çünkü. Word açıp Excel açıp 2 tık tık yapıyorlar, bilgisayarlar bozulduğunda da tamir edip deli gibi para kazanıyorlardı sözde. Satış departmanına daha çok önem veren işletme yöneticisi, bilgi işlemden herhangi bir satış gelme potansiyeli olmadığı için bu departmana çokta önem göstermedi. Halbuki bilemedi, bilgisayarcı çocuğun satış potansiyelinin en az satış departmanı kadar yüksek olduğunu.
Bilgi işlem departmanı denildiğinde, akla hemen bilgisayar tamiri gelmesinin sebebi tamamen yönetici tutumlarıdır. Ancak, bir çok acentenin, otelin, mağazanın ve hatta bakkalın bile online pazarlama aktivitesinde yer alıyor olması, fuarlarda katalogların çöpe gidiyor olması, fuarlarda standınızı ziyaret eden potansiyel müşteriler ile  satışlarınızın doğru orantılı olmaması sektörün artık tamamen teknolojiye doğru kaydığını, insanları artık teknoloji ile etkilemeniz gerektiğini gösteriyor. Bütün bunlarda bilgisayarcı çocuğun işi…
Otel mimarileri bir yana, otellerin içerisindeki teknoloji artık sizler için büyük bir reklam kaynağı. Teknoloji sektörünü yakından takip eden bilgi işlem personeli, satış departmanı veya pazarlama departmanı ile birlikte çalışması iş birliği yapması gerekiyor. Burada ki organizasyonun alt yapısını hazırlamakta yöneticilere düşüyor.
Bilgi işlem personelinizi dinleyin, projelerine kulak verin. Proje üretmeyen personel için bütün bunları söylemek tabii ki yanlış. Bu tip personeller yapısı gereği zaten zamanla diğerlerinden ayrılacaktır.  Bilgi işlem departmanını bilgisayar tamirinden öte, satış ve pazarlama departmanları ile koordineli çalışacak bir departman haline getirmek, reklam aktivitelerinde basılı medya yerine teknolojiyi kullanarak birlikte hareket etmek her zaman fayda sağlayacaktır.
Buradan bilgi işlem personellerine de ufak bir proje önerim var. Basılı yaptığınız katalogları ve dergileri dijital ortama taşıyın. iTunes veya bu tarz e-dergi portallarında yayınlanmasını sağlayın. Maliyeti düşürmekle birlikte, çok daha fazla kişiye ulaşacaksınız. Yöneticimi ikna edemem diyorsanız, bence böyle bir opsiyonu düşünmeyin. Doğru şekilde, güzel bir anlatımla, maliyeti düşürecek ve reklam potansiyeli yüksek her türlü konuya yöneticilerin açık olabileceği kanısındayım.
Özetle, bilgi işlem departmanı birkaç işletme hariç çok fazla önemsenen bir departman olarak görülmüyor. Bence bu konuda geç kalınmadan bazı revizelere gidilip, bilgi işlem departmanını teknolojik pazarlama ile ilgili tüm fonksiyonlarda kullanmak, tüm departmanlarla koordineli bir şekilde çalışarak maliyetin azaltılması konusunda fikir danışılcak bir departman haline getirmek gerekiyor. Çünkü, belki yöneticiler farkında değildir ama, bir işletmede maliyetleri kısabileceğiniz konusunda fikir verebilecek en ciddi departmanlardan biride bilgi işlemdir. Bu cümlem, 2 bilgisayar az alalım, şu personelin bilgisayara ihtiyacı yok tarzında sonuca varılacak bir ifade olarak algılanmasın. Biraz önce verdiğim örnek gibi reklamcılıkta basılı reklamda kataloğa verilen para yerine sosyal medya aktivitesi, müşterilere bir mobil uygulama, lobiye bir kiosk, ücretli internet tarzında düşük maliyetli ve kazanç sağlayabilecek önerileri detayları ile alabileceğiniz departman bilgi işlem departmanıdır.
Artık bilgisayarlar yerine, tabletler, telefonlar var. Bilgisayarcı çocuk yerinede Bilgi işlem personeli daha uygun olur…
Tüm bilişim çalışanlarının ve tüm emekçilerimizin bayramı kutlu olsun….